9 Ağustos 2014 Cumartesi

Ağustos 8, Mersin Güncesi



Nevşehir'e doğru yola çıkarken, Alper ile proje hayatımızda epey yer edecek, diyoruz. Bugün sözde sabahtan yola çıkacaktık, kim almış bileti, baktık gidemiyoruz bi panik başladı bende, akşama varmış otobüs, firmayı arayıp yer ayırın bize dedik. Son anda yapmamak lazım bu işleri deyip bugün bütün biletleri aldık.
Sabah yola çıkmayışın da bir nedeni varmış,  Ali, Nihal ve Yurdagül ile tanışmak... Niyetimizle karşılanıyoruz, yolcunun yanında geliyormuş gönlündeki..
Bilet koşturmacasından sonra çantaları sırtlanıp minibüse biliyorum,  Alper ben arkadaşımdayım,  sen de gel diyor, oraya gidiyorum. Alper sabah dışarıda ne alabileceğini sordu, pekmez ise üzerindeki simit al sen demiştim. Sofra kurulmuş ben gittiğimde,  yemeğe başlamadan soruyorum simiti Alper onaylıyor. Fotoğraf çekiyoruz derken

bir veganlık anlatısı, proje süreci başlıyoruz konuşmaya.. Nihal'in oğlu geliyor sofraya, Ali, ben de veganlığı denedim 1 aydan fazla, sonra bıraktım diyor. Bunu duydum ya, meraklandım tabii..
Ali, 16 yaşında ve 2 yaşında ailesi ona oyuncak hayvanlar aldığından beri evde besleyebileceği hayvanların çoğunu beslemiş.   -Ali beslemek kelimesini kullandı ben birlikte yaşadığı hayvan dostları demeyi tercih ediyorum- Vegan olunca da kendisinin yemeyip hayvanlara et yedirmek istememiş, veganlığı bırakmış. Hayvan beslemekten vazgeçemem ki, diyor.. Hayvanat bahçeleri, hayvan hakları grupları, endüstri,.. oo otobüs saatine az kalmasa konuştukça konuşacağız. 

Onlarla birlikte yaşayan hayvanları Nihal ve Yurdagül'den dinliyoruz, aralarındaki bağ beni çok etkiledi, güzel insanlar :) Ördek gözyaşları hikayesini Alper anlatacak :) Ben ise Nihal'den Singapur Kaplumbağaları'nı anlaşmasını rica ediyorum, buradan da.. Nihal'in hayvanlara dokunamıyor olup sonradan onlarla kurduğu iletişim,  yaşadığı değişim ve hayvanların evdeki hayatlarını bir de ondan dinleyelim..
Ali veganlık deneyimini, hayvanlarla ilişkisini anlatınca Nihal de hiç bu şekliyle konuşmamışız diyor, Ali epey araştırmış, internetteki sayfaları, grupları anlatıyor. Şöyle bir noktaya vardık konuşurken, vegan grupların dilini eleştirdik, öteleyen bir dil benim inandığım gibi inanmıyorsan burada olma diyen dili..
Proje başladığında ve hatta daha önce ifade konusunda bir eylem kararı aldım, barış diliyle konuşacağım, barışın sözünü taşımak istiyorum. Çok yakın bir zamanda veganlığa geçişim de fikirlerim ve eylemlerimi buluşturmak içindi, bu projeyle daha çok yere gideceğini hissediyorum, öyle bir niyet taşıyorum.  Nihal, Ali, Yurdagül ve Alper ile de konuşurken veganlık, hayvan hakları hakkında tartışılmaktan ziyade grup üzerindeki tartışmaların kendilerinden farklı olanın doğrudan reddedildiğini söyledik. 
 Ben o kadar seviyorum ki bu çantayı, bit pazarı hatıralarından biri, fermuarını aylardır tamir ettirmedim, hiç ihtiyaç duymadım ki.. 


Saat yaklaşınca kalkıyoruz,  çantan açık diyorlar, bozuk o deyince, Yurdagül ben yapardım söyleseydin ya diyor..Yurdagül epey hamarat, aldığımız duyumlara göre :) Nihal ve Yurdagül ise yok öyle gitme sen, gidilmez öyle yaparız deyince, Ali'nin okul çantası akla geliyor, hemen çanta değiş tokuşu yapıyoruz.
Ali'nin çantasıyla yollardayım..

Alper ile motivasyonla yola çıktık, neşe saçıyoruz :)

Nevşehir'e giderken otobüste yazdığım yazıyı 5. kez yayınlamaya çalışırken o neşe kaçtı biraz..
Elektrik gitti, internet gitti, vın kapandı, yayınlanırsa ne mutlu.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder