25 Ağustos 2014 Pazartesi

Dersim ! Ben geldim. Ve ilk günden seni sevdim

İşte Dersimdeyiz
Methini çok duyup kendisi ile müşerref olamadığımız memlekette
Dersim’i ben aslında şimdiye değin Dersimliler ve Dersime gelmiş olanlar üzerinden tanıyor(d)um
İki kesim de öve öve bitiremezlerdi bu kenti
Yolda, dağların arasından kıvrıla kıvrıla ilerlerken, uzakta dağlarla çevrili bir koyağın içinde görünen evleri Büşra’ya gösterip, “Bak, oarası galiba” dediğimde başlamıştı kanım kaynamaya Dersim’e
Bir tılsım var sanırım bu bölgede
Hissettiğiniz ama adını koyamadığınız, buna gerek bile duymadığınız bir tılsım


Dersim’de irtibat kişimiz Gülşen idi
Gülşen’i Burcu vasıtası ile bulmuştuk
Zaten bu seyahatte Hülya ile Burcu’nun bir sene kadar önce aynı bölgede gezerek hayata geçirdikleri, “Bohçamda Anadolu” sürekli yolumuza ışık tuttu
Antakya’dan Merve ve Aslı’yı da bu sayede tanıdık, Dersim’den Gülşen’i de

Biz yol yorgunu, akıl yitkini iki meczup gezgin olduğumuzdan ne günü farkediyoruz artık ne de sırada ne olduğunu
Ama işte Dersimli biri varsa işin içinde bu hiç sorun değil
Cumartesi aradı Gülşen, “Ne yaptınız, ne zaman geliyorsunuz?” demek için
Aslında araması gereken biz iken o arıyor sürekli
Bir yerde bir çıkmaza düştüğümüzde ayağa kaldırıyor Gülşen’in hayat ve memat dolu sesiyle bize coşkuyla söylediği, “Dostlar, hadi sizi bekliyoruz, nerde kaldınız!!!!” sözü

Soldan sağa: Gülşen, anavarza ve Petrön
Dersim’e girmek üzere iken de arıyor, ben Çarşı’dayım diyor
Gülşen’i daha önce hiç görmüş değiliz
Facebooktan ekleme çabalarımız onun isim ve soyadında çok kişi bulunması ve benim şimdi yanlış anlama olmasın önsezilerim ve onun beni eklemeyi habire atlaması sonucu sonuçsuz kalmış
Otobüs muavini (Diyarbakır’dan Trabzon’a giden Tuncelililer Seyahat) “Dersim’de inecek  yolcularımız geçmiş olsun” derken aşağıda bekleyenler arasında bir kişiyi seçip, “Gülşen olsa olsa bu kişidir” diyorum ama ihtiyatı elden bırakmakta olmaz
Aşağıda telefonu alıp aramaya yeltenirken, “Siz misiniz?” diyor
Bagajdan bavulunu alıp yanıma gelen Büşra ile birlikte, “Evet Gülşen, biziz” diyoruz gülerek
Sonrası aslında bir aksiyon filmi gibi
Ne ara ne oldu, kim gitti, kim uçtu hepsi kayıp
Bizi hemen konaklayacağımız Kamer Misafirhanesine getiriyor
“Siz bir duş alın, 10 dk dinlenin, ben geliyorum” diyerek çıkıyor
Kamer’in merdivenlerine tırmanmaya erinip aşağıdan “heyyyy, hoyyyy” sesleri ile çağırıyor bir 15 dk sonra

Dışarı çıkacakken merdivenin başından aşağıya, Gülşen’e sesleniyor Büşra, “Burda rahat giyinebilir miyim?”
“Burası Dersim güzelim” diyor Gülşen, aşağıdaki sandalyeye oturmuş şortunu çekiştirirken, “İstediğin gibi giyin, rahat ol”


Yüzünde güller açarak odasına koşuyor Petrön
Bir kadını mutlu etmek demek bu kadar kolay ha
Şarap rengi bordo eteği ile çıkıveriyor 15 saniye sonra gülüşü daha da yayılmış olarak
Aklıma birkaç gün önce galiba Diyarbakır’da söylediği, “Ben galiba uzun bir süre bu pantolonumu giymeyeceğim” sözü geliyor
Yol süresince, erkek bakışından, toplumsal cinsiyetten, kadınların erkek egemen dünyada rahat hareket edememesinden konuşmuş durmuş olduğumuz halde o anda dank ediyor kafama durumun vehameti


 Gülşen ile Dersim içinde yürür çarşıya doğru seyirtirken sevincinden  oynaya yaylana yürüyor Büşra
Onun bu sevinci diğer yerlerde kendisini ne kadar kastığının bir göstergesi
Benim tahayyül bile edemeyeceğim bir durum bu
Gülşen, övünerek anlatıyor memleketini, “Burda sabah 5’de tek başına çık dolaş, çarşıya in, sokaklarda gezin, kimse rahatsız etmez seni, burası Dersim. Hem bizim buralarda hırsızlıkta olmaz hiç, herkes herkesi tanır”

Birini arayıp bizi almasını istiyor
O kişiyi beklerken yolun kenarında tezgah açmış ressamlık yapan Piro abi ile tanışıyoruz
Beni yanındaki sehpaya, Büşra’yı diğer yanındaki sandalyeye buyur ediyor
Piro, pirin argosudur diyor
İlla bir şey ikram etmek istiyor, şimdi yemek yiyeceğiz, yarına kalsın diyoruz


 Derken bir BMW yaklaşıyor yanımıza
Yaklaşınca onun BMW değilde Skoda olduğunu farkediyorum
Araba markaları ile aram hep kötü olmuştur zaten
Hiç ilgimi çekmez, hiç umrum olmaz
Diyarbakırda, Hasan abinin evine gidecekken, “Sizi beyaz bir doblo alacak, plakası şu” demişti Hasan abi
Telefonu kapatınca Büşra’ya durumu aktarıp, “Doblo ne ki?” diye sormuştum, işte bu derece bilmem araba meselesini
Skodayı BMW sanmışım çok mu!!!

Kadir ile bu şekilde tanışıyoruz
Diyarbakır’da son gece taş çatlasın 1,5 saat uyumuşum, uykudan içim eziliyor
Arabası ile bir o tepeye bir bu tepeye çıkarıyor Kadir bizi
Veganlık meselesini açıyorum hemen
10 şehirdir duyduğumuzu yineliyor, “Siz Dersim’de kesin aç kalırsınız!”

Halikarnas Cafe'de vegan mönü
Gülşen ile kafa kafaya verip anca Halikarnas Cafe’de vegan seçenek bulabileceğimize kanaat getiriyorlar
Oraya yollanıyoruz
Biz gelmeden bir gece önce Dersim’de bir kadın kocası tarafından vurularak öldürülmüş
Dersim’de 10 yıldır muhabirlik yapan Kadir, Dersim’de ilk defa yaşadığımız bir durum bu diyor sıkılarak
Biz masada oturmaya devam ederken katilin teslim olduğu bilgisi geliyor

Dersim’i, töreleri, gelenekleri aktarıyorlar hızlı hızlı
Bizde kapı eşiğinin melaikesi vardır diyor Kadir
Kimse melaike rahatsız olmasın diye kapı eşiğine oturmaz


 Dersim’in asıl adının Mamekiye olduğunu ve bu ismi Ermenilerin verdiğini söylüyor
Aslında Dersim, Hozat’ın olduğu yerdir diye ekliyor
Dersim’in bir şehir değil bir bölge adı olduğunu içine Elazığ’ı da kattığını belirtiyor

Göbekli Tepe’yle yarışacak tarihi bir yerimiz var, haberiniz var mı diyor sonra
Ve Yılcalı Höyüğü’nü anlatıyor
Ardına Munzur Su Fabrikası’nda devam eden grevi, bu grevi endüstriyel şirketlerin Munzur’u baltalamak amacıyla ortaya çıkardığını iddia ediyor

Arada telefonumu kontrol ediyorum arayan eden var mı diye
Köylüm, akrabam Sedat’ın, “Alper abi, niye haber etmiyorsun, ben de burda yaşıyorum, görüşelim mutlaka” mesajını alıyorum
Sedat, telefon numarasını da yazmış
Arıyorum, “Halikarnas Cafe bizim eve çok yakın, dur orda abi, hemen geliyorum” diyor

Sedat bir arkadaşı ile geliyor mekana
Kadir, Gülşen ve Büşra ile selamlaşıp başka masaya geçiyoruz
Havadan sudan, köyden Dersim’den konuşuyoruz
Sedat benim kardeşim, köylüm, akrabam
Bebekliğini biliyorum keratanın
Hakkını teslim ediyor Dersim’in
Çok güzel yer, komşularımızla aramız çok iyi, buralarda hiç hırsızlık, gasp olmaz, bir de Adana’yı düşünsene abi
Makaraları koyveriyoruz birlikte

Saat geceyarısına yaklaşmış, içimdeki uyku dağları aşmışken hadi bakalım diyorlar, bir de Munzur’u gösterelim size
Yani diye düzeltiyorlar
Bu saatte görünmez gerçi ama sesini dinlerken yıldızlara bakmanın keyfini yaşatabiliriz

Kadir’in BMW görünümlü Skoda’sı ile düşüyoruz yeniden yola
Bir yerden sonra “Artık burdan sonrası devlet denetiminden azade” diyorlar
Kör karanlıkta tepelere çıkıyoruz
Munzurun yanında bir yere park ediyor Kadir
Farları kapatınca anlıyoruz karanlığın dipsizliğini
Ama gürül gürül bir su sesi var
Ve başımızın üstünde ışıl ışıl bir gökyüzü
Eskiden daha çok yıldız vardı, azaldı şimdi diyor Kadir
Büşra içinden şarkı mırıldana mırıldana karanlıkta kayboluyor
Gülşen, milliyetçi bulduğu için sevmediği ismimin yerine daha çok hoşuna giden “Tolga”yı kullanma kararı alıyor
(“Tolga”nın Alper’den daha milliyetçi bir isim olduğunu, savaşçıların, Eski zamanlardaki Türk savaşçıların başlarına geçirdiği savaş başlığı anlamına geldiğini söylemiyorum ona)

Soldan sağa; Petrön, Gülşen ve Kadir
Dönüş yoluna çıkıyoruz birlikte
Daha gezecek çok yer var diyorlar
Bizim derdimiz gezmek değil, bir amacımız var
O da Dersim’i Yeşil Gazete aracılığı ile ulaşabildiğimiz herkese götürmek diyemiyoruz bile
O denli dost canlısı, o denli coşkulularki

“Dostum” diyorlar mesela
Diyarbakır’da da en çok bu hitabı duymuştum
Savaş ve Barış ikizlerinden Barış sürekli bana “Dostum” şeklinde hitap etmişti

Dersimdeki istirahat mekanımız Kamer Misafirhanesi
 Dersim’de farkettiğim diğer bir şeyde insanların rahatlığı, mutluluğu
Belki bana öyle gelmiştir ama herkes gülümsüyor
Çapa yapan ihtiyar amcam da
Bakraca yoğurt taşıran teyzem de
Kadir bizi gezdirirken karşımıza çıkan ve yol dar olduğu için kim önce geçecek “tatlı” tartışmasına tutuşan Kadir ve diğer araçtaki arkadaşları da
Gülşen de
Piro abi de
Tanıdığım ve tanımadığım diğer insanlar da

Dersim
Ben geldim
Ve ilk günden seni sevdim
Dendiği kadar varmışsın
Hakkını teslim ederim.

#anavarrza

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder