23 Ağustos 2014 Cumartesi

Mersin'den Dersim'e Günceler 1, Mersin


 Yerel Muhabir Ağı Projesi buluşmalarında ilk tur için 10 şehir belirledik: Mersin, Adana, Nevşehir,  Gaziantep, Hatay, Van, Batman, Mardin, Diyarbakır, Dersim.. 4 Ağustos'ta Mersin'de başlayan yolculuğumuz Mardin'den Diyarbakır'a devam ediyor.

Proje katılımcılarıyla şekillenecek, Batman'da bu kadar enerji toplamışken bir değerlendirme yapacağım. Bu süre içinde neler yaptık, konuştuk konuştuk, uyguladık mı? Bu yola değişime kendinden başla demiştim,  neler oldu?

 Özeleştiri*
-Diyarbakır'dayız,  Dersim ve sonra yeniden Mersin, Adana buluşmaları olacak, hala bir zaman kayması yaşıyoruz güzel de oluyor ne yapalım, esneklik iki yönlü etki ediyor. Bu ne rahatlık yahu..
-Bir harita edin, nereye gidiyoruz,  dönüyoruz bir hesapla, Hesap demişken parayla ilişkin yok diye bütçeyi de sallama..Bekletme insanları,  saat ve günlerle de ilişkin olmayabilir,  bahane değil.
-Sözler değil eylem deyip, yazmayı bırakmak ya da yapıncaya kadar yazmamak bir ilke değil.
- Bir de yazmama halleri var, yazmak tembellikle olmuyor, söyleme yazacağım diye yaz, bu da bir sözler değil eylem ilkesine dönüşüyor.
-İfadeler ne oldu, paylaşımlar? Çok ihtiyacımız varmış,  sevgi pıtırcığı olduk, çember kurduk,  konuştuk,  dokunduk hayatlarımıza. Kucak kucak sevgiyle..
Şimdi Buluşmalar nasıl gelişti,  ona bakalım.

 

 İlk buluşmamız,  Mersin'de LGBT 7 Renk Derneği'ndeydi.  Bir gece öncesi iyi ki aklımıza geldi biz ne konuşacağız demek, Alper sordu ben düşündüm nereden başladığını, toparladık. İlk buluşma,  Alper dostlarımızın yanında rezil oluruz olursak diyor da ben Alper'e de, Mersin'e de, 7 Renk'e de yabancıyım,  benim için her şey,  herkes yeni,  neyse Alper kendisini rahatlattı nihayetinde de hep böyle söylüyor,  bir parantez açayım dedim. Hikaye paylaşımı da böyle başladı, ben kimseyi tanımıyorum anlatın bakalım deyip başlattım bu deneyim hikaye paylaşımını da.. Alper'le ben şu an kendimizi teşne ilan ettik de, o zamandan başladık kendimizi anlatmaya.. Hayıt tentürü sayesinde de  adet kanamasından başlayıp kadın hastalıkları konusunda da açıldık..

Veganlık epey konu açıyor, bağlantılarıyla ele alınca ilk buluşmada kapitalizmden endüstriyellik ve tıp, popüler kültür konusuna gidiyor mevzu..
Tedavi olmak istedin, ne olacak?
Öğreneceğim. Ne olduğunu hastaneden öğren sonra çözümünü ara diyorum. Benim hayıt tentürü her gün içtiğim bir şey, yolculukta da epey hakkında konuştum. Hayıt kadın bitkisi, tentürü ben yapmadım, dostlarımdan aldım, onlardan öğrendim hayıtı da.. Adet kanaması diye başlayıp anlatınca kendi derdimi bir kısa duraksamadan sonra neyin sağlıklı olduğuna kim karar veriyor diye tartışmaya devam ediyoruz. Doktora bıraksaydım hormonlarımı alt üst edecekti kaç kutu hap, doğum kontrol hapı.. Ben kullanmıyorum, çözüm bulabiliyorum, başka bir hastalığım olursa onda da başka çözümler arayacağım. Hasta olduk, hasta kalalım her şey endüstri o zaman ben tedavi olmayacağım demiyorum..
Süt niye yararlı olsun ki ineğin yavrusu için var sütü, bizler için değil. Sağlık endüstrisi diye bir şey var, onlar söylüyor..

Buluşmada,  anlatıyoruz derdimizi,  sorular üzerinde düşünüyoruz, fotoğraf çekmek gerek de masa başı toplu fotoğrafları sevmem, herkes yanındakini çeksin diyorum.  Volkan'ı çekip ona veriyorum, sen devam et diye.. Sonraki toplantılarda da böyle yapıyoruz,  keyifli oluyor. Tabi son buluşmalarımız hep akşam olduğu için,  fotoğraflar değişti biraz.
*Alternatif medya aracı olarak Yerel Muhabirler'de yayın nasıl yapılacak?
- Yerel Muhabir, www.yerelmuhabirler@blogspot.com'da yazarlık hesabı alacak, oradan yayın yapacak. Yeşil Gazete'yi de unutmayalım.
Serap, Serhat, Furkan yayınlarını paylaştılar.*
*Hukuki boyutu ele alıp,  ifade özgürlüğü mü yoksa ötekileştirici bir dil mi,  kontrol nerede başlıyor?
- Yerel Muhabir Ağı buluşmalarında her il için tanıştığımız,  anlaştığımız biri bağlantımız olacak, insan ilişkisi odağında ilerleyecek bir ağ,  dayanışma toplaşma alanı açılacak, güveneceğiz. Ötekileştirici, yargılayıcı bir dil varsa da topluluk içinde tartışılacak. Dil konusunda birbirimizi geliştireceğiz, o nasıl olur bu nasıl olur.. Yolculukta epey yapıyoruz bunu, ötekileştirici anlam zedeleyici her ifade için düşünüyoruz.
Ben dünkü yazıya hatırlarsınız bilmem kimin ..  kitabı yazmışım, neyi hatırlayacağız diyor Alper, haa deyip bir durdum. Herkes her şeyi biliyor gibi davranmamı eleştirdi Alper ve Murat, onu düzelteceğim.
Feminist güncede feminist kadınlarla yaşayan erkekler yazmışım,  Furkan daha da uzat canım kimse kalmasın içinde diyecekti neredeyse,  feminizmle karşılaşan bireyler dedim sonrasında..*
-İlgi alanlarımıza göre yazacağız, ben veganlık ve hayvan hakları konusunda yazacağım örneğin.
-Büşra,  sen vegan mısın?  Nasıl yapıyorsun deyince Cansu, epey konuştuk veganlık üzerine,  bu da sonradan farkettik ki tartışılmak istenen bir konu, buluşmalara dahil oldu..*
Dil konusuna gelince:
-Ötekileştirici ya da yargılayıcı dil kullanmayacağım,  alternatif arayacağım derken..
Konu hayvan hakları tartışıyoruz onların zihni çok güzel,  berrak diyeceğim,  Alper onlar ne demek diyor, ne diyelim ki insan dışı hayvanlar diye kullanmaya karar veriyoruz.
Volkan, kişisel sayfalardan farklı olarak ne ekleyebiliriz diye sordu.
-Fazladan bir şey yapmadık havasında suyunda güzellik var, ortak niyetlerde de  buluşunca o kadar fikir çıktı ki, ne de olsa acaba demedik,  nasıl yetişebiliriz hepsine diyoruz..*

 Gündem:
-LGBTİ bireylere yapılan saldırılar, nedenleri neler?
-Vejetaryen ve Vegan beslenme, alternatif araştırmaları (Cansu, neler buldun?)
-Deneyim paylaşımları yapalım. (Yağmur bireysel aktivizm konusunu sana öneriyorum)
-Van'dan geri bildirim var, bu dönem Van'da LGBTİ çalışmaları önerildi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder